yorgun kanatları, sonsuza kadar dayanabilecek sanki

boşlukta durdukça kuş, boşluk anlamlaşıyor


ben odanın açık duran kapısına bakıyorum


sana boş bir valizle geleceğim güne bakıyorum

şair

sonra şair, üşüyen elleriyle kalemini elinden bırakıp
açık balkon kapısına, en çok açık balkon kapısına
kısık bakışlarını yürüdü, bir şey söylemeden baktı
nerede kalmıştı en son, ikili koltuğun ortasında, rahatsızlığın rahatlığında
dudaklarında kurumuş bir susuzluk
şair unuttu, aklında küçük bir kız çocuğunu
kendine yakışan hiçbir şey yoktu üzerinde
terk edebilseydi becerdiği kadınları
arkasına bakmadan, saçmalamadan
silerek, şimdi sırtında kamburundan başka bir yük
söküp atmak istercesine, ahmakça
ve kimliğini kaybetmek için, olur olmaz yerlere koyarcasına
şair tam bir orospu çocuğu...  


hiçbirşeyden anlamayan bir köpek cebime girdi
cebimde bozuk para kokusu
ıslak, yeni doyuma ulaşmışlık
tanrı kıskançlığı ile küstah sırıtmakta
mavi saçlı kadın
düştüğü yerde renksiz
o kadını tuvalette öpmeyecek kadar saygılı bir aristokrat
kestirme yol aramakta
şimdi beni dinlemelisin
bilardo topları dağılıp üçgeni bozmadan
sana ait bir uykuya saklanmalısın...

onu tanıdığımda güzeldi
şeytana ayak uyduramayanlardandı
yada onlara benziyordu
yürürken arada bir arkasına dönüp bakıyordu
beni beklemiyordu eminim
aslında kimseyi beklemiyordu
belkilerle dolu bir bakış
savunması suç işlemiş çocuğun sorumluluğunda
bakardı, giderdi
şişman baldırlarının birbirine değdiği
yerde dayanılmaz ter kokusu
şaçını yeni kestirmişlikle farkedilmekli
ritmi daha hızlı bir şarkı
bıraksan herşeyi anlatacak

30 Ağustos 2012
tamamlanmamış dizeler
rugan ayakkabıların ahşap zemindeki bıraktığı ses
sana bilet alan bir kadın
onun yanındayken uzaklara gidebilmen
işlemeli dolaplardaki kristallerin üzerinde
çöl rüzgarlarının bıraktıkları tozlar
kullanılmamışlığın değerinden pahalıya malolan lüksü
iki kişinin sevişme izlerini silen
ayrı ayrı yıkanmalar
insan kendi hayatına eşlik etmeye başlayınca
yaşlandığını farkediyor
çamaşır mandallarıyla, gerilmiş bir ipe tutturulan geçmişler
seyir kolaylığında
etkisi, ilerleyen zamanla azalan
ölümüne yakın insanın
başkasının geçmişine dönüşen...

sleep-less

eylül ayındayız
bu ay hakkında ne düşünmem gerekiyor bilmiyorum


şişkinlik
sindirim ve boşaltım sistemleri rutin seyrini bozmuş,
estetikten uzak bir vücut yapısının sinyalini vermekte


aşırı yeme!
açlığın dışında, endişelenilmesi gereken bir reaksiyon


aslında keyifli de geçen son birkaç gün,
gülümsemeler ortalamanın üzerinde


boşvermişlik
elbiseler ihmal edilmiş durumda, koku ve kir alışkanlık yapıyor


heyecan
beklenmeyecek kadar hızlı olsa gidişim, evime ulaşmam


uykusuzluk
nedeni bilinmiyor...

çivileri unutulmuş bir çarmıha
gerilmenin şansı
acıyı hissedemeyişim
başkasına ait bir fotoğrafta 
saklandım bu kez suçlarımdan
beni koruyacak birileri bulunur
doğumumdan öncesi topraklarda
aynı toz bulutu
fısıldayan bir rüzgar
birazdan yeni şeylerin kaybolacağını söylüyor
çalan şu düdük



Kahve algısı denemeleri, sekiz

sessiz kahve
her yudumda yalnızlığı şekillendiren
derin nefeslerle
ince bir soğuk,  işler bedene
özür dileyerek özlenen insanlar
hareketsizlikleriyle hatırlanır
kim daha suçlu bilemezsin
iki ayrı şehirde
iki ayrı masada
iki ayrı bardak durur
ne kadar diğerine aitiz
sustukça güzelleşen şehirler



Gün Hali

son atıklar beklerken
şekillendirilmiş kılıfın içinde
pozisyon sabitliğinin hali
sesler, suda kalan yansımalar
işaretlenmiş öyküler
kapı arkasında saklı
acelesiz bir boşaltım
yarısı - yarısı


--- --- --- --- --- --- ---


gerginliğinden kurtulan metal
tel, son yorgunluğu, uyuşmayı
giderdeki ızgarada unutulan
atıkların, saçları dökülen
kadının benzerliğinde, terapi
azizliğinde yalnız, kaç
gramlık tatil, dönüş sızısı.