sessizlik boğuyor geceyi
şaşkın yüzler sahne alıyor şimdiki zamanda
eşit aralıklı gürültüler geliyor
gürültüyü çıkaran,çığlık atan ve ürkek dokunan
zamanı avuçlarına alıyorlar
birlikte yürüyorlar efendilerinin üzerine
ürkek dokunan daha da güçlü olmuş
çığlık atan biraz daha dikkatli
daha sakin, artık düşünüp haykıran
gürültüyü çıkaran yine sesleniyor
ne olursa olsun; aynı zamanın birlikteliği...


aşk aynada kaldı
sen bileklerini kestin banyoda
ben bir adım ötede sonsuzluğu içtim
birbirimize o kadar yaklaştırmıştı ki
zorunlu yalnızlığımız, bakir sevdalarımızı
ikimizde erkek gibi sevdik
yanlış olan buydu...

2001
göçebeliğimle suçladılar beni
dumansız yangınlarla
                          ki sebepsiz
oysa
iz bırakmayan zehirlerle
denediler benim gibi olabilmeyi
denediler, başaramadılar, suçladılar
                                      ve suçladılar
kollarımdan bağladılar, astılar
kaç güneş batımı seyrettim
                                 yaralarımı
toprağa akan kanlarımı
sona bir adım kalayı
bırakıp beni
balolara gittiler, sabahlara kadar süren
gülümsediler bana ait özgürlüklerle...


hangi savaştan kaçsam, babam öldürülür
sinemalar, müzeler, parklar
çocukluğumun üzerine yıkılır
oyuncaklarım büyür
uçaklar, tanklar, itfaiye arabaları
silahlar ve mermileri
arkadaşlarım büyür
hiçkimse kalmaz sokaklarda oynayacak
oysa sokaklar daha da küçülür
yıkılan binaların gölgesinde
kuşlar ve kediler sarılırlar birbirlerine
yarın, yüzyıl kadar uzakta durur
ellerim uzanmaz düşlerime
düşlerim büyür
nerede salıncaklar, nerede bisikletim
silahlar ve mermileri
uyandırır beni sakıncasız uykumdan
gözbebeklerimin içinde annem öldürülür
kadınlığının en güzel yaşında
birden komşularımız sessizleşir
rahatsız olduğumuz, bitsin istediğimiz
müziğin sesi sessizleşir
artık komşularımızdan şikayetçi olamayız
pencereden dışarı bakmaz isteriz
penceremiz sessizleşir
silahlar ve mermileri beni yalnızlığa çağırır
izinsiz çıkarım evden
dönüş yolunu bulamayacağım evden
neden geç kaldın sorusunu artık hiç duyamayacağım
yalanlar söyleyemeyeceğim
oyuncaklarım nerede benim,
kamyonum ve en sevdiğim şövalyem
silahlar ve mermileri, kardeşlerim nerede
gökyüzü neden bu kadar gri...