bir nehir, pencereyi açtım, serin

gözlerimde yeni kokusu
sükunet
alışılagelmiş taht kırıkları
kış başlıyor
ressamlar piç bırakıyor şehri
günaydın
kırmızı pelerinli
bitirilmemiş aşklar, adam kaçmış
yenilgilerin şehrine, iki bavul
kuşlar kışa hazırlanıyor
bayramın son günü, değil sevgili
hiçbir kimsenin sözcükleri, yalnızlık
sevmez adam kendini, sever en çok kendini
önüne düşen gölge kimin
biraz sonra güneş batacak,
şehrin karşı kıyısında, betonların arkasında

ayrılık, kadın kalmış, bekliyor
konuşmamasının bedeli, alkol fazlalıkları
yüzündeki kusurlardan rahatsız, şimdi
soruyor, kendisinin bozduğu büyüyü
adamın sakladığı duyguları, sevişmeleri
adama soruyor en çok, cevabı kendisinde
sigara, hatta dumanı çıkan her şey
fabrika bacaları
abartı kervansaraylar

ikisinde de üzerini örtme çabaları
aşkın, kış yaklaşıyor
biliyorlar, unutmak zor olan
ayrı şehirlerde.
pencerenin önünde iki sigara
durur, birbirine bakmadan
bir çakmak, yanmayan
ne sigarayı yakabilirim
ne de sıcak bir çay
dışarıda istanbul
bakar bakar, bakarım.